Düğün salonlarındaki tehlike (Irak’taki facia sonrası tedbir çağrısı)
Irak’ın Musul kentinde meydana gelen ve 115 kişinin yaşamını yitirdiği düğün salonundaki yangın faciasının ardından dikkatler Türkiye’deki düğün ve toplantı salonlarında alınan tedbirlere yöneldi.
Uzmanlar, Irak’ta yaşanan olay sonrası Türkiye’deki düğün ve toplantı salonlarının durumuna ve yangın riskine karşı alınması gereken tedbirlere dikkat çekti; benzer kazaların yaşanmaması adına uyarılarda bulunarak, önlem çağrısı yaptı.
Türkiye’de binaların yangından korunmasına ilişkin yönetmeliğin 51’inci maddesinin, insanların toplu halde bulunduğu alanlardaki yangın mevzuatını düzenlediğini hatırlatan Yangın Güvenlik Uzmanı Levent Yasa, “Buna göre de insanların toplu halde bulunduğu konser salonu ve düğün salonu gibi alanlarda ikinci bir çıkış olması, insanları tahliye edilebilmesi için gerekli. İkinci çıkış olmadığı zaman bildiğimiz kadarıyla belediyeler bunlara ruhsat vermiyorlar fakat ruhsatsız olarak çalışan düğün salonu ve benzeri gibi çalışan alanlarda bu çıkışlar maalesef ihmal edilebiliyor ya da binanın yapılışından dolayı mümkün olmuyor.” dedi.
Düğün salonlarında seyyar yangın söndürme tüplerinin olması gerektiğini belirten Yasa, “Bunun haricinde düğün salonunda kullanılan dekor ve tül perdelerin yanmaz malzemeden olması önemli. Fakat bunların maliyetleri yüksek olduğundan dolayı genellikle bildiğimiz sıradan akrilik bazlı ürünler kullanılıyor. Bunlar da en ufak ateşle karşılaştığında, düğünlerde kullanılan meşale, yanardağ gibi ürünlerle karşılaştığında birdenbire tutuşarak çok büyük yangınlara sebebiyet verebiliyorlar.” ifadelerini kullandı.
Yanmaz ürünlerin, maliyetinin yüksekliğinden dolayı tercih edilmediğini anlatan Yasa, “Ceza uygulanabileceğini de zannetmiyorum, düğün sırasında ceza keserseniz kamu görevlileriyle düğün sahipleri karşı karşıya gelecektir, gerginlik oluşacaktır. Bunların olmaması için en doğru yöntem kapalı alanlarda açık ateşli malzemelerin yani; maytap, meşale, yanardağ gibi malzemelerin kullanılmamasıdır.” diye konuştu.
Yaklaşık bin 200 düğün salonu işletmecisinin üye olduğu İstanbul Toplantı ve Düğün Salonu İşletmecileri Esnaf Odası (İSTDO) Başkanı Adem Sönmez ise oda olarak esnafa çeşitli eğitimler verdiklerini belirterek, “Odamıza kayıtlı arkadaşların itfaiye bakımından denetimi var, bizler de ara ara eğitim veriyoruz. İstanbul İtfaiyesi bu denetimleri yapıyor. Yetkili mercilerin de insanların da dikkat etmesi gereken nokta, hayatlarımızdaki en önemli günü emanet edeceğimiz mekanları seçerken dikkatli olacağız.” dedi.
35 yıldır sektörde olduğunu belirten Adem Sönmez ise “Irak’ta yaşanan olay elim bir kaza. Türkiye’de böyle bir şey olmasını asla arzu etmeyiz. Yetkili mercilerle de gerek itfaiye gerek valilikle gerekli yazışmaları yapıyoruz.” şeklinde konuştu.
Artık düğün salonu ruhsatı almanın zor olduğunu söyleyen işletmeci Özgür Arslan, şunları söyledi:
“Şuan yeni bir düğün salonu açmak için devletin sağladığı olanak kısıtlı, bu neden; bu tip kazalar yaşanmasın diye. Bir sürü işletme ve nişan salonu açılıyor ama bunların çoğu merdiven altı, evinizde söz nişan yapacağınıza gelin burada yapın şeklinde. Bunların kontrolü yok, ne bir havalandırma ne bir yangın çıkışı var. 100-200 kişiyi bir araya topluyorlar, aslında yasak. Benim ruhsatlı bir salonum var, kontrol ve bakım yaptırıyoruz. Her şeye dikkat etmeniz gerekiyor, yazılarımıza, kapılarımıza. Yangın tüpleri mesela her yerde işaretleriyle beraber konumlanmış durumda. Söz ve nişan evleri, lütfen bunların ruhsatı olup olmadığını kontrol edin, düğün salonları için de geçerli.”